Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan'ı Ateşböcekleriyle bir oldu kırpışarak tükendi Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza Kurşun gibi mayın gibi tutuşarak tükendi
Oy Nazlıcan vahşi bayırların maralı Nazlıcan saçları fırtınayla taralı
Sen de gider miydin böyle yıldızlar ülkesine Oy Nazlıcan oy can evinden yaralı
Nazlıcan serin yayla çiçeği Nazlıcan deli dolu heyecan Göğsümde bir sevda kelebeği Nazlıcan ah Nazlıcan
Artık yenilmiş ordular kadar Eziktik sahipsizdik Geçip gittik parka ve yürek paramparça
Bedirhan'ı bir geçitte sırtından vurdular Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca Titredi ve iki yana düştü kolları Ölüm bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını Devrilmiş bir ağaçtı ayışığında gölgesi Uzanıp bir damla yaş ile dokundum kirpiklerine Göğsümü çatlatırken nabzımın tükenmiş sesi
Sanki bir şakaydı bu birazdan uyanacaktı Birazdan ateşi karıştırıp bir sigara saracaktı Oysa ölüm sadık kalmıştı randevusuna ah O da Nazlıcan gibi bir daha olmayacaktı
Ey Bedirhan katran gecelerin heyulası Ey Bedirhan kancık pusuların belası Sen de böyle düşecek adam mıydın konuşsana Ey Bedirhan ey mezarı kartal yuvası
Bedirhan mor dağların kaçağı Bedirhan mavi gözleri şahan Zulamda suskun gece bıçağı Bedirhan ah Bedirhan
Biz üç kişiydik Üç intihar çiçeği Bedirhan Nazlıcan ve ben Suphi