Zindanlardan taşa taşa kar beni Mamak'lardan Metris'lerden sor beni Diyarbekir'e kanla bastım mührümü Ceset ceset kefen kefen sar beni
Bu türkü mor dağların emanetidir Firari mahpuslara bir avuç su Bir türkü dilimi içerdekine Çeyiz sandığında oyalı yazma Memeye süt ve baharın toprağabereketidir
Sığmaz dört duvarın yanına dikenli tele Cesur bir mermidir mavzer yatağında bu Önü kıtlık-kıran zemheri Ardı ateş gülü kızılcık ve menekşedir
Bir teli asuri vurur bir keldani ve Yeşile çalar her mevsim Petrol mavisini kan kızılını Kavruk dudakların tuzunda tadı Fırat'ı Dicle'yi vurur
Heyy bree Şahin gagasında can suretidir Gül benizlim sevdiğim Bu türkü mor dağların emanetidir
Gün kar yanığı yüze vuranda Derbeşir gökçe yürek Kasketi kederde gömleği kan Sevdası bir uçurumdur
Gözleri kar tanesi gözleri hançer Gözleri cesarettir Krizantem çiçeğidir emeği gülüm Elleri cesurdur ve de hünerli Mor dağların ardında
Üç koca destan üç koca dünya Üç denklem üç şifre Üç atom çekirdeği ve bir çakmak Bir kıvılcım bir de dinamit Gün kar yanığı yüze vuranda Mor dağların türküsü gelir
Onlar güneşin bağrında ateş Yeryüzünde bir taze çiçektiler Namluda namusun fişengi İsyanda yürek kara düşte
Bembeyaz gerçektiler Bin yılların sevdası Nazlım sabır kıyısında Kin köpüğü al almada